Rüyalar Gerçeğe Döner mi?


hey gidi dünya hey,
10 yıl önce paylaşmaya başlamışım kendimi. 10 yıl önce kendimi kabul etmişim demek ki. aslında hep biliyordum. içimde bir yerlerde hayatımı tamamlayacak kişinin bir erkek olmayacağının farkındaydım ama bunu dile getirebilecek gücü -sanal dünyada dahi olsa- bulmam gerçekten zaman almış.
hani yabancılar coming out diyorlar ya, güya dolaptan çıkmak manasında. biz hep dolapların içerisinde yaşıyoruz. dolap içinde dolap hatta.

10 yıldır kabul ettiğim benliğimi benimle birlikte paylaşan birini bulmam aslında çok da zaman almamış. 2012'den beri aynı insanla beraberim, aynı insanla dolabımı paylaşıyorum. aynı insanla yatağımı paylaşıyorum. Türk eşcinsel cemiyeti içerisinde bu konudaki şanslı çok az insandan biriyim belki de. ama hala bir dolabın içerisindeyim. ve her geçen gün bu dolabın içinde olmak klostrofibimi arttırıyor.

birini seviyorsunuz, hem de sizinle aynı dünyadan, aynı bakış açısından, aynı duygu ve düşünce ikliminden birini. birçok açıdan sizi gerçekten anlayabilen birini. her şey çok güzel gidiyor aslında. aksini söylersem yalan olur. ama bu süreçte yaşadığınız başka şeyler, başka sorunlar birşeylerden fedakarlık etmenizi gerektiriyor. ve bu fedakarlıklar her geçen gün daha fazla gelmeye başlıyor.

gerçekten hayatım zor bir süreçten geçti. o, her zaman benim yanımdaydı. hiç durmadan benim için dua etti. birlikte olabilmemiz için göz yaşları döktü. hem madden hem de manen kimsenin yapmayacağı fedakarlıklar yaptı. ve nihayetinde yaşadığımız sorunların nedenini günahlarımıza bağladı. evet günahlarımıza..

bu nedenle aynı evde günahsız bir hayat yaşıyoruz. ne kadar ironik değil mi?


2 yorum:

  1. inanan insanların hep bir ikilemi var işte bu konuda. bazıları silip atsa da inanıyorsan atamıyorsun aklından.
    ortada sevgi varsa gerisi teferruat bence. kal sağlıcakla

    YanıtlaSil
  2. 10 yıl önce yazdığın bi yorumdan geldim sayfana :)

    YanıtlaSil