Ben & Sevgilim
Sanırım en son 2004 yılında kar görmüştük İzmir'de. Bu senede havalar sanki hiç kış gelmeyecek gibi devam ediyordu ama aniden planlar değişiverdi. Kapıcının kollarına sağlık, kürek kürek kömür atıyor kalorifer kazanına da ondan mı hissetmiyordum bilmiyorum ama cumartesi sabahı dışarı çıktığımda yüzüme değecek soğuğu tahmin edememiştim. İzmir'in dağlarında çiçekler beyaz karların altında kalmış, soğuğu her tarafı buz kesmişti.
İş çıkışında sevgilimi aldım, elinde bir demet nergis, beni bekliyordu yol kenarında. Çok severim nergisi. Hem doğallığı bozulmamış, tüketim kurbanı olmamış bir çiçek, hemde gerçekten kokusu muhteşem. Sanırım onlarca çiçek çeşidi içerisinden bana nergis alan bir sevgilim olduğu için ayrıca mutlu olmalıyım.
Pazar günü evden erken çıkmamız gerekti benim bir işim yüzünden. Sonra güzel bir kahvaltı yaptık karlı yollardan gittiğimiz bir köyde. Dönüşte canımız eve girmek istemedi. Ne yapsak, nerelere gitsek diye düşünürken sevgilimin annesini de alıp (muhterem kayınvalidem mi denir ona?) onların köylerine gitmeye karar verdik. İzmir'e muhteşem bir yerden bakan, karla kaplı, çok şirin bir yere vardık. Türk kahvemizi içip köyde dolaştık, bol bol fotoğraf çektik. Karların içinde yuvarlandık. Onu orada karların içinde yatarken, buz kesmiş dudaklarından öpmemek için kendimi zor tuttum bir çok kez. Yalnız olsam iliklerime kadar donacağım bir havada güneşi tenimde hissettim.
Ardından alışverişe gittik. Uzun zamandır ikea'dan almam gereken 2 eşya vardı ama erteliyordum dolaşmak zor geldiği için. Malum ikea insanı sinir edecek kadar büyük bir mağaza ve ben tembelim :) Ne alacağımı bilerek gittiğimiz halde ikisinden de stoklarda kalmadığı için birşey almadan çıkmış olduk. Aslında sevgilim olmasaydı annesiyle birlikte kesin uzun süre kalırdık ama çok yavaş geziyormuşuz diye kızıp durdu bize. Hiçbişeye bakamadım onu kızdırmamak için.
Anneciğini evine bırakıp keyfe devam etmek için sıcacık evimize döndük. Benim ailemle telefon görüşmelerim, onun işleriyle ilgili halletmesi gerekenler filan derken vakit geçiverdi. Zaten onun yanındayken zaman nasıl bu kadar hızlı doluyor anlamıyorum. Gündüz karda fazla tepindiğimizden mi bilmem uykum geldi erkenden. Tabi uyutmadılar ama neyse, feda olsun uykularım sevdiğime :)
Özetlersek, çok güzel bir haftasonuydu benim için. Çok eğlendim, çok mutlu oldum. Yukarıdaki resimde de bilfiil görülebileceği üzere, ayağına bastım, hakimiyeti ele geçirdim.
ahahaha:))güzel güzel:)mutlukuk ne hoş bişey ya:)bana bile bulaştı bak:)
YanıtlaSilsana bulaştıracağım mutluluk zaten. bir planım var ama birilerinden haber bekliyorum. aklımdasın!
YanıtlaSilahahah meraklandım bak şimdi:))
YanıtlaSilsabah hazırladığım kahvaltıyı unutmuşşssun ama bak :)))
YanıtlaSilmutluluk sensin birtanem..
seviyorum seni...
:)) o kadar çok yağmış mı kar :D
YanıtlaSilmutlu olmanın tablosu yaw :))
@serhat, dağlara gittik kar peşinden napalım, şehrin içindeyken kar filan göremiyorsun. bu mutluluğu hepinize diliyorum bu arada. umarım sizinde karşınıza huzur veren biri çıkar..
YanıtlaSil@adsız, tamam canım kızma, bir kere bişey yaptırdık artık çekeceğim var senin dilinden :)
:)
YanıtlaSilBu mutluluğunuzun o dağlardan yuvarlanan kartopu gibi, gitgide büyüyüp kocaman olmasını diliyorum :)
YanıtlaSil:) teşekkür ederiz Cem
YanıtlaSilKAR Eskişehir ' de güzel olur aslında ama maalesef bu yıl çok gecikti.
YanıtlaSilSenacım bu ara yine yoksun iyi misin meraktayım bir dönsen bana diyorum.:)
İyi olduğunu bilmek istiyorum,sevgiler..
aslında buralardayım ama yıl sonu yoğunlukları nedeniyle blogla pek ilgilenemiyorum. lakin hayatımla ilgili olumlu/olumsuz tüm gelişmeleri buradan duyuracağımdan emin olabilirsin sevgili rosemary. şimdilik herşey çok güzel. teşekkür ederim ilgin için.
YanıtlaSil