Neden Yol Değiştiriyorum?

İnsan hayatında yaşanabilecek sıkıntıların önüne geçmek istiyorsa öncelikle kendisi bunlara hazırlıklı olmalı. Hem madden, hem de manen. Ne yazık ki ben pek önünü görebilen bir insan olamadım. Her şeye son dakika karar verdim veya adapte olmaya çalıştım. Bu nedenle birçok anlamda sorunlar yaşadım diyebilirim.
Aklım başıma geç geldi. Sanırım bu özellik bizde default olarak geliyor. Bakıyorsunuz ülkede neler olup bitti kimsenin umurunda değil. Herhalde yerle bir olduğumuzda biz ne halt ettik filan diyeceğiz. E peki aklım başıma geldi de neden böyle bir yol değişikliği ihtiyacı hissettim? Kırkından sonra azanı teneşir paklar derler malum, beni de öyle olacak bu gidişle. İkinci bir bahar yaşıyorum ama bu ülkede bahar ben ve benim gibilere kış gibi. Ne kadar mutlu olursanız olun asla o doyumu yaşama şansınız yok. Ne ekonomik anlamda ne de psikolojik olarak bu ülkede rahat ettim diyebileceğinizi sanmıyorum. En azından şimdilik.
Bu nedenle kaçma hayalleri kuruyorum. Tek başıma değil, bir çift olarak kaçma. Sonra mutlu ve huzurlu bir yuva. Biraz daha özgürlük.
O gökkuşağı bayrağını birgün elime alabilmek istiyorum mesela. İşte benim bayrağım, ben buyum diyebilmek. 
Yaşadığınız hayat ne kadar yoğun olursa olsun tatmin edilmesi gereken noktalar işte böyle şeyler. Sizi siz yapan özelliklerinizi kapı dışında bırakmanız ve herşeyi olması gerektiği gibi kabul etmeniz bekleniyor. Ama kime göre olması gerektiği gibi?
Büyüklerin sözü ile: elaleme göre.
Ben elaleme göre yaşamak istemiyorum. Kendi doğrularım ile hayatıma devam edebilmek istiyorum. Kim ne demiş çok da umrumda değil ama kimsenin de kalbini kırmak istemiyorum.
Ezilip büküldüğüm günler bitsin istiyorum. Gönül bunu burada, bu ülkede yaşamak istiyor ama namümkün. O nedenle yavaş yavaş birikim yaparım belki, bir umudu ayakta tutabilmek için diye bu siteyi canlandırmaya karar verdim.
Bir de işsiz kaldım sayılır. Daha doğrusu home office ve part time çalışıyorum. Vakit bol, neden değerlendirmeyeyim ki. Kim bilir belki yarın yazacak birşeyim de kalmayacak...

Geçmişin Küllerinden Geleceğin Umutlarına

İnsan neler yaşayacağını bilseydi acaba dünyaya gelmek ister miydi?
Ben isterdim herhalde. Acısı ve tatlısı ile nice günler tüketiyor ve her an ölüme biraz daha yaklaşıyoruz. Yanımızda sevdiklerimiz olsun ya da olmasın hayat bize süpriz yapmak ve gözümüzü temelli kapatmak için planlar yapmak ile meşgul. Bu planların arasında bizde kendi küçük eğlencelerimizi tamamlama gayreti içerisindeyiz.
Peki neden hala buradayız?
Bu dünyada yaşanacak çok büyük zevkler var da ondan. Vazgeçmek kolay değilde ondan. Ölmek zor da ondan..
Velhasıl, hala buradayız ve hala nefes almaya devam ediyoruz.
Kendi kırgınlıklarımızı, kızgınlıklarımızı, umutlarımızı, mutluluklarımızı ve aşklarımızı da peşimizde sürüklüyoruz.
2011'den bu yana neler neler değişti..
Neler yaşadım, nerelerde yarım kaldım, kim tarafından tamamlandım.
İşte bunlar bana kalsın. Artık hayatın gerektirdiklerine göre hareket etme zamanı.
Mutluyum, tüm yaşananlara, tüm zorluklara, tüm çilelere rağmen artık mutlu bir insanım. Yalnız değilim çünkü. Halimi anlayanım var. Yanımda duranım var. Beni benim kadar tanıyanım var. 
Sadece enerjik anlarımda değil, çaresiz anlarımda da yanımda olanım var. Maşallah deyiniz lütfen.
Peki burda ne işim var?
Sadece bir deneme..
Bundan sonrası için bir yol haritası çizme çalışması.
Bu memleketten kurtulabilmek için yapılması gerekenler listesinde bir madde.
Bundan sonra bu blogda beni bulamayacaksınız.
Tema değişti, şekil değişti, sistem değişti. 
Artık beni merak edenlere değil, saçma sapan şeyleri merak edenlere yazmaya karar verdim. Yazıpta üç kuruş kar etmeye, yazdıklarımdan gelir elde etmeye karar verdim.
O yüzden geçmişin küllerinden geleceğin umutlarını doğuracak yazılar yazacağım, bilginize..