Bundan 15 gün önce nasıl olduğumu sorsaydınız size vereceğim cevap "muhteşem" olurdu.
Fakat üst üste öyle şeyler yaşadım ve şuanda öyle kötü bir durumdayım ki hayatımın bundan daha kötü olabileceğinden emin değilim.
15 gün önce hayatımda Aslı'dan sonra beni mutlu edebilen bir insan vardı. Kısa süreli ilişkinin bana getirdiği en iyi şey "aslı unutulabilirmiş." düşüncesi oldu. Yani bu bir saplantı değilmiş ve onsuz da olabiliyormuşum dedim. İlişkinin bittiği gün aslı trafik kazası yaptı. Hiçbir zaman iyi bir sürücü olmadığı ve emniyet kemerini takma zahmetine girmediği için kolu kırılmıştı. Kazadan sonra onunla ilgilenmek bana düştü her zamanki gibi. Yeri geldi kendi ellerimle yemeğini yedirdim. Eviyle ve çocuğuyla ilgilendim. Nazını çektim.
Ardından ben bir rahatsızlık geçirdim, önce iki gün üst üste tansiyonum düştü, sonra karın bölgemde aşırı bir şişlik hissetmeye başladım. Doktorlardan nefret eden ve hastaneye gitme özürlü biri olarak basit bir mide rahatsızlığıdır diye eş-dost tavsiyesi ilaçlarla kendi kendimi tedavi etme sürecine girdim. Fakat bir türlü sonuç vermiyor, üstüne üstlük karnımın sağ bölgesinde acı hissetmeye başlıyordum.
Cuma akşamı aramızın hiç de iyi olmadığı abim, babamdan rahatsız olduğumu öğrenmiş. Kendi uzmanlık alanı olmasa da beni arayıp sorunu anlamaya çalıştı. Şikayetlerimi dinleyince yarın ilk iş doktora gidiyorsun dedi. Doktorlar ve ben. Tabiki ben tembellik yapıp cumartesi sabah biraz da doktor korkusuyla kendimi daha iyi hissettiğimden direk işe gittim. Fakat abim tekrar arayıp hala doktora gitmemiş olduğum için kızdığından şansımı deneyeyim diyerek randevu aldım. Sonuçta yıllardır doğru düzgün iletişimimiz olmayan biri beni merak ediyordu ve buda gururumu okşadı.
Velhasıl gastroentroloji servisinde başlayan doktor serüvenim benim için çok acı gerçeklerle yüzleşme vesilesi oldu. Karın bölgemin bir tarafı olduğu gibi bir kist tarafından işgal edilmiş ve her an daha da büyümekteymiş. Ve kistin kaynağı sol yumurtalıklarımmış. Düşünün yumurtalıklarımda başlayıp diyaframıma kadar uzanmış bir kistle yaşamaktaymışım. Böyle bir haberi tek başına almak nasıl bir duygudur tahmin edebilir misiniz?
Hastaneden o hızla çıktım. Kistin iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunu anlamak için verilen tahlili bile yaptırmadım. Arabaya kadar sabrettim ağlamamak için, sonra gözlerimden boşanan yaşlar üstümü ıslattı.
Kimseyi aramak istemedim, kimseyi üzmek istemedim. Sadece abime anlattım telefonda ağlamamaya çalışarak. Babamı düşündüm, basit bir ameliyat bile geçirecek olsam bu onu mahveder. Annemi sakinleştirmek mümkün olur mu bilmiyorum. Yanımda onlar olmadan ben bu süreci atlatabilir miyim, hiç bilmiyorum.
Dün eve geldiğim andan itibaren daha fazla düşünmemek için rastgele diziler izlemeye başladım. Tüm blogger arkadaşlarımın yazılarını okudum, geyik yorumlar yapmaya çalıştım psikolojimi düzeltebilmek için. Ama ne zaman kendimle başbaşa kalsam düşünceler beynimden ışık hızıyla geçiyor. Bunca senedir bir kere bile doktora gitmemiş, kontrol yaptırmamış olduğum için kendime kızıyorum.
Ve aslı. Durumu ona mesajla bildirdikten sonra aradı, canın sıkılmasın diyor bana telefonda. Ama şuan kendisi bilmem nereye gezmeye gidiyor, ne zaman döneceği ise allahu alem. Üstüne üstlük birde evde unuttuğu valizini otobüse vermemi istiyor benden. Onun için yaptığım herşeye rağmen bu kadar rahat olması, bu kadar duygusuz, bu kadar sinir bozucu olması nasıl açıklanabilir ki..
Sevgili hanımefendi blogdaşlarım. Lütfen en az yılda birkez kontrol yaptırınız. Benim gibi 8 senede bir doktora gitmek marifet değilmiş, ben fena halde öğrenmiş bulunuyorum.