Yüreğimin Elvermediği

Dün dizlerimde uyuya kaldı aslım, sevdiceğim. Öyle yorgun ve mahsundu ki.Ona Mr. Big'den bahsettim, biraz da coşkuyla, kıskandırmak istercesine anlattım. Benim adıma sevindiğini söyledi ama sessizdi. Ona aidiyetimin biteceğini hissetti belkide. Oysa ben onundum, herşeyimle ve hep onun. Biraz oturduk, hayallerimi sordu, nasıl bir evlilik düşlediğimi. Sonra erkeklerden bahsetti, "ne nalettir onlar, keşke mahkum olmasak onlara." dedi. Oysa ben ona bir ömür bakmaya, ilgilenmeye, sevmeye hazırdım. Ama anlamadı.

Ben sevmekten bahsederken kapandı gözleri, usul usul. Okşadım saçlarını saatlerce. Kokusunu içime çektim. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, boynumun ağrısıyla uyandım. O ise hala dizlerimde mışıl mışıl uyuyordu. Yan odadan küçük sıpanın ağlayışları duyuldu hafif. Hemen açtı gözlerini sevdiceğim. Yavrusunun yanına koştu. Yanıma dönmeyince merak ettim , odanın kapısından şöyle bir baktım, birlikte uyumuşlardı yine. Sıpanın ayakları annesinin yüzünde, suratında munzur bir gülümseme, rüya görüyor gibiydi. Ya da "o benim için var", diyordu. "Annem o benim, hep yanımda.."

Uyandığımda aslı yatağımın kenarına oturmuş bana bakıyordu. Gülümsedi sevgiyle. "sen Allahın bu dünyada bana verdiği, kızımdan sonra en kıymetli şeysin" dedi. "Neyim ki", dedim. "O şey ne işte, ben neyim senin hayatında?", "dost" dedi. "Evet" dedim, "dostunum, hemde ölünceye dek." Perdeleri açtı, hadi gel dedi çay yaptım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder